Eğer özgürlüğün tadını aldıysanız, bu sizi kalıcı olarak işsiz bırakabilir. Ama aynı zamanda, "stabil" bir iş de hayatınız boyunca kaçamayacağınız bir hapishane haline gelebilir. Modern toplum, iş, tüketim ve borç ile sıkı bir şekilde bağlıdır. Bu üçü, görünüşte normal ama aslında acımasız bir döngüyü oluşturur. Bu döngüden çıktığınızda, özgürlüğün gerçek tadını deneyimlediğinizde, kendinizi gerçek anlamda sevdiğiniz şeyleri yapmak için bolca zaman sahibi bulursunuz. O andan itibaren, belki de "iş" durumuna geri dönmek istemeyeceksiniz. "Demir tabak" denilen şey, işin stabil, hayatın rahat olması - görünüşte güvenli, ama beş yıl geçmeden bu stabilite insanı sessizce boğabilir. Neden? Çünkü sürekli çalışma sürecinde, insanın bir çıkışı yok. Böylece, zorla tüketmeye ve kendini uyuşturma sürecine girer. Elbise almak, araba almak, ev almak - özgürlük için değil, "ben de başardım" yanılsamasını elde etmek içindir. Aslında? Bu sadece güç sisteminin bir ürünüdür.

Unutmayın: Bu dünyanın kuralları, çok az sayıda büyük güce sahip insan tarafından belirlenmektedir. Sözde yasalar, politikalar ve sistemler, esasen onların güç yapısını korumak içindir. Başkalarının onların çıkar alanına dokunmasına izin vermezler, bu dünya genelinde böyledir. Yapay zekanın ortaya çıkışı, iş gücünü serbest bırakıyormuş gibi görünse de, gücü elinde bulunduranlar onun gerçekten insan işlerini devralmasına izin vermeyecekler. Neden? Çünkü makineler tüketmez, arzuları yoktur ve manipüle edilemezler. Eğer tüm sıradan insanlar yerlerinden edilirse, gelirleri olmazsa tüketmeyecekler, kredi almayacaklar, ev veya araba almayacaklar - toplumsal döngü duracaktır. Bu yüzden makineler sadece "destekleyici" olmalı, tamamen yerine geçemezler. İnsanlar çok kazanabilir, ama her zaman insanları daha fazla harcama ve daha fazla borçlanma yolları bulmanın bir yolu olacaktır; bu da gücün döngüsüdür, insanları sürekli olarak içinde bağlı tutar.

Özgürlük durumu, bir zihniyet seçiminin sonucudur. Kaygı içinde olmak, gerçeğin pençesinde kalmak bile, içsel dengeyi koruyabildiğiniz sürece sizi esir almaz. Çoğu insan iş, tüketim ve borç döngüsünden kurtulamayabilir ama en azından her şeyin nasıl işlediğini anlamalıdır. Hayat boyu sıkı çalışıp, sonunda sistem tarafından tüketilmek ve bunun farkında olmamak doğru değildir. Hayatı zor yaşamakta bir sakınca yoktur, ama daha önemlisi seçim özgürlüğüne sahip olmaktır. Bilinç ve zihniyet, en iyi bakım ürünleridir. Gerçek özgürlük, dış dünyanın kuralları ve beklentileri tarafından sınırlandırılmamaktır. Özgür insanlar, uyum sağlamak zorunda değildir; iş tarafından bağlı kalmazlar. Ne yapmak istiyorlarsa onu yaparlar, gece geç saatlere kadar uyanık kalmak istiyorlarsa kalırlar, kimse ya da bir sistem tarafından kontrol edilmezler. O halde, o durum, özgürlüğün tadıdır.

Herkesin özgür bir insan olmasını umuyorum. Unutmayın, kalbinizi fethetmek en önemlisidir, mutlu olmak en önemli şeydir. Kendiniz olun, bu en havalı şeydir. Bu konuda, hiç kimse kendinizden daha iyi olamaz. Kendinize şüphe duymayın, dışardaki standartların esiri olmayın. Şu anda para yoksa, mükemmel bir vücut yoksa, görünüşte parlak bir gelecek yoksa bile, şuna inanın: Hayat, rastgele seçilmiş bir senaryo değil, önceden hazırlanmış bir yolculuktur. Kendinize gerçekten inandığınızda, tüm güzellikler size yaklaşacaktır.