İsveçli muhalefet milletvekillerinin ulusal BTC rezervi çağrısı yaptığı gün, ABD Temsilcisi Nick Begich’in “Stratejik Bitcoin Rezervi” teklifini tekrar gündeme getirmesi, sinyalin net olduğunu gösteriyor: egemen Bitcoin biriktirme fikri, marjinal bir düşünceden ana akım politika gündemine geçiyor.
Rakamlar hikayeyi anlatıyor
ABD BITCOIN Yasası, Bitcoin’in toplam arzının yaklaşık %4,76’sına denk gelen 1 milyon BTC’yi hedefliyor—tahmini $120 milyar dolarlık bir etiket fiyatı ile. İsveç henüz hedef belirtmedi, ancak Çekya Merkez Bankası Başkanı, döviz rezervlerinin %5’ine kadarının Bitcoin’e ayrılmasını önerdi ((€7 milyar veya yaklaşık 63.000 BTC)). Daha küçük adımlar bile önemli: El Salvador’un 6.260 BTC’lik rezervi, konsepti kanıtladı; ABD hükümeti ise halihazırda el koymalardan yaklaşık 200.000 BTC tutuyor.
Bu tekliflerin yarısı bile gerçek alımlara dönüşse, piyasadan anlamlı bir arz çekilmesinden bahsediyoruz. Dolaşımdaki daha az likit BTC = özel alıcılar için daha dar bir arz havuzu demek.
Fiyat için neden gerçekten önemli
Sadece “devlet alıyor = fiyat yükseliyor” meselesi değil. Asıl değişim yapısal. Egemen talep öngörülebilir ve şeffaf hale geldiğinde—döviz rezervi verileri gibi planlı rezerv açıklamalarına bağlandığında—Bitcoin tamamen risk iştahı ve reel getirilerle hareket etmeyi bırakır. Resmi sektörün altın alımları, altının faiz oranlarına hassasiyetini nasıl azalttıysa, aynısı olabilir.
Bir anda, fiyat hassasiyeti düşük yeni bir alıcı sınıfı, perakende FOMO’suyla yarışmaya başlar. Yeniden fiyatlanma dinamiği değişir.
Eksik parça
Buradaki püf nokta: söylemler piyasaları hareket ettirmez. Parlamentoların ve Kongre’nin gerçekten yasal yetki, fonlama kuralları ve denetim çerçeveleri geçirmesi gerekir. İsveç’in teklifi hâlâ Riksdag’da. ABD’de ise mart ayındaki yürütme emri mevcut, fakat alım yetkisini kesinleştirmek için BITCOIN Yasası’nın geçmesi şart.
Peki ya geçerse? O zaman Bitcoin’in makro faktörlere karşı nasıl işlem gördüğünde yapısal bir değişimi konuşuyor olacağız—bu döngüde değil, önümüzdeki 3-5 yıl içinde.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Avrupa ve ABD Sessizce Bitcoin Rezervleri İçin Yarışıyor—Bu Ne Anlama Geliyor?
İsveçli muhalefet milletvekillerinin ulusal BTC rezervi çağrısı yaptığı gün, ABD Temsilcisi Nick Begich’in “Stratejik Bitcoin Rezervi” teklifini tekrar gündeme getirmesi, sinyalin net olduğunu gösteriyor: egemen Bitcoin biriktirme fikri, marjinal bir düşünceden ana akım politika gündemine geçiyor.
Rakamlar hikayeyi anlatıyor
ABD BITCOIN Yasası, Bitcoin’in toplam arzının yaklaşık %4,76’sına denk gelen 1 milyon BTC’yi hedefliyor—tahmini $120 milyar dolarlık bir etiket fiyatı ile. İsveç henüz hedef belirtmedi, ancak Çekya Merkez Bankası Başkanı, döviz rezervlerinin %5’ine kadarının Bitcoin’e ayrılmasını önerdi ((€7 milyar veya yaklaşık 63.000 BTC)). Daha küçük adımlar bile önemli: El Salvador’un 6.260 BTC’lik rezervi, konsepti kanıtladı; ABD hükümeti ise halihazırda el koymalardan yaklaşık 200.000 BTC tutuyor.
Bu tekliflerin yarısı bile gerçek alımlara dönüşse, piyasadan anlamlı bir arz çekilmesinden bahsediyoruz. Dolaşımdaki daha az likit BTC = özel alıcılar için daha dar bir arz havuzu demek.
Fiyat için neden gerçekten önemli
Sadece “devlet alıyor = fiyat yükseliyor” meselesi değil. Asıl değişim yapısal. Egemen talep öngörülebilir ve şeffaf hale geldiğinde—döviz rezervi verileri gibi planlı rezerv açıklamalarına bağlandığında—Bitcoin tamamen risk iştahı ve reel getirilerle hareket etmeyi bırakır. Resmi sektörün altın alımları, altının faiz oranlarına hassasiyetini nasıl azalttıysa, aynısı olabilir.
Bir anda, fiyat hassasiyeti düşük yeni bir alıcı sınıfı, perakende FOMO’suyla yarışmaya başlar. Yeniden fiyatlanma dinamiği değişir.
Eksik parça
Buradaki püf nokta: söylemler piyasaları hareket ettirmez. Parlamentoların ve Kongre’nin gerçekten yasal yetki, fonlama kuralları ve denetim çerçeveleri geçirmesi gerekir. İsveç’in teklifi hâlâ Riksdag’da. ABD’de ise mart ayındaki yürütme emri mevcut, fakat alım yetkisini kesinleştirmek için BITCOIN Yasası’nın geçmesi şart.
Peki ya geçerse? O zaman Bitcoin’in makro faktörlere karşı nasıl işlem gördüğünde yapısal bir değişimi konuşuyor olacağız—bu döngüde değil, önümüzdeki 3-5 yıl içinde.