#美国终止政府停摆危机 Yaklaşık on yıl süredir sözleşme ticareti yapıyorum ve oldukça sert bir gerçeği fark ettim — her gün "Yine likiditeye kapandım" diyenlerin çoğu, piyasanın çok acımasından değil, risk kavramını tam anlamamış olmalarından kaynaklanıyor.
Sorabilirsiniz: Bu büyük oyuncular da yüksek kaldıraç kullanmıyor mu? Neden onlar likiditeye kapanmıyor?
Cevap, birçok kişinin göz ardı ettiği bir formülde saklı: **Gerçek risk = Kaldıraç çarpı gerçek pozisyon oranı**. Örneğin, 100 kat kaldıraç kullanmak korkutucu görünebilir, ama hesabınızın sadece %1'iyle işlem yapıyorsanız, riski tamamen pozisyon büyüklüğünüzle orantılıdır; tıpkı tüm varlıklarınızı alıp sadece %1’ini kullanmak gibi.
Geçen yılki piyasa çöküşünde, bir veri gördüm: Likiditeye kapananların %78’i, hesapları %5’ten fazla geri çekilmesine rağmen, durmadan direnip stop-loss koymamışlar. Bu, emniyet kemeri takmadan araba kullanmaya benzer — genellikle sorun çıkmaz, ama bir sorun olursa büyük olur.
**Zararı durdurmak, yenilgiyi kabul etmek değil, hesabınıza sigorta yapmak gibidir.** Uzun süredir işlem yapanların ortak görüşü: tek bir işlemdeki kayıp, asla ana bakiyenizin %2’sini aşmamalı. Bu kulağa temkinli geliyor mu? Belki, ama bu sınır, ardışık hatalarda hesabınızın toparlanma şansını korur.
Pozisyon kontrolü konusunda, birçok kişi kararını sezgilerine göre verir. Ama bu hesaplanabilir:
**Açık pozisyon tutar üst sınırı = (Toplam ana para × 2%) ÷ (Stop-loss yüzdesi × Kaldıraç çarpı)**
Örneğin, 50.000 TL ana paranız var ve tek seferlik %2 kayıp kabul ediyorsunuz, 10 kat kaldıraç kullanıyorsunuz. Bu durumda en fazla 5000 TL’lik pozisyon açabilirsiniz. Bu sınırı aşarsanız, risk kontrol dışına çıkar.
Kâr alım konusunda ise, hemen büyük hedefler peşinde koşmayın. Çok kişi, %50 kar elde edip satmıyor, sonra fiyat geri çekiliyor ve vazgeçiyor. Bu, boşuna roller coaster’a binmek gibi. Birkaç aşamalı kar alım yöntemi işe yarar: önce %20 karla üçte birini kapat, %50’ye ulaşınca tekrar üçte birini sat, kalan kısmı ise 5 günlük hareketli ortalamayı koruyarak koru; kırılırsa tüm pozisyonu kapat. Geçen yıl, bu stratejiyle 50.000 TL’yi 1.000.000 TL’ye çevirenler var, çünkü aşırı açgözlü değillerdi.
Düşük maliyetli bir koruma yöntemi de var — **%1 ana para ile put opsiyonu satın almak**. Bu, pozisyona sigorta eklemek gibi; beklenmedik büyük düşüşlerde %80’e varan kayıpları engeller. Geçen yılki ani piyasa çöküşünde, birçok kişi bu stratejiyle ana parasının %23’ünü korudu, büyük kayıplara ortak olmadı.
Aslında, işlem yapıp yapamayacağınız matematiksel olarak hesaplanabilir:
**(Başarı oranı × Ortalama kar) – (Başarısızlık oranı × Ortalama zarar)**
Örneğin, her işlemde en fazla %2 kayıp veriyorsanız ve %20 kar hedefliyorsanız, başarı oranınız %34 olsa bile uzun vadede kar edebilirsiniz. Bu da, disiplinin tahmin etmekten daha önemli olmasının nedenidir.
Son olarak, size dört temel kural veriyorum, duvara asın ve her gün gözden geçirin:
1. Tek işlemdeki kayıp, ana bakiyenizin %2’sini aşmasın 2. Yıllık işlem sayısı 20’yi geçmesin 3. Kâr-zarar oranı en az 3:1 olsun 4. %70 zaman, piyasayı izleyin ve yüksek olasılık taşıyan fırsatları bekleyin
Sezgilere ve duygulara dayanarak işlem yapmayın, kurallara uyun; böylece uzun yaşayabilirsiniz. Piyasa asla fırsat eksikliği çekmez, önemli olan, masada kalmaya devam edebilenlerdir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
#美国终止政府停摆危机 Yaklaşık on yıl süredir sözleşme ticareti yapıyorum ve oldukça sert bir gerçeği fark ettim — her gün "Yine likiditeye kapandım" diyenlerin çoğu, piyasanın çok acımasından değil, risk kavramını tam anlamamış olmalarından kaynaklanıyor.
Sorabilirsiniz: Bu büyük oyuncular da yüksek kaldıraç kullanmıyor mu? Neden onlar likiditeye kapanmıyor?
Cevap, birçok kişinin göz ardı ettiği bir formülde saklı: **Gerçek risk = Kaldıraç çarpı gerçek pozisyon oranı**. Örneğin, 100 kat kaldıraç kullanmak korkutucu görünebilir, ama hesabınızın sadece %1'iyle işlem yapıyorsanız, riski tamamen pozisyon büyüklüğünüzle orantılıdır; tıpkı tüm varlıklarınızı alıp sadece %1’ini kullanmak gibi.
Geçen yılki piyasa çöküşünde, bir veri gördüm: Likiditeye kapananların %78’i, hesapları %5’ten fazla geri çekilmesine rağmen, durmadan direnip stop-loss koymamışlar. Bu, emniyet kemeri takmadan araba kullanmaya benzer — genellikle sorun çıkmaz, ama bir sorun olursa büyük olur.
**Zararı durdurmak, yenilgiyi kabul etmek değil, hesabınıza sigorta yapmak gibidir.** Uzun süredir işlem yapanların ortak görüşü: tek bir işlemdeki kayıp, asla ana bakiyenizin %2’sini aşmamalı. Bu kulağa temkinli geliyor mu? Belki, ama bu sınır, ardışık hatalarda hesabınızın toparlanma şansını korur.
Pozisyon kontrolü konusunda, birçok kişi kararını sezgilerine göre verir. Ama bu hesaplanabilir:
**Açık pozisyon tutar üst sınırı = (Toplam ana para × 2%) ÷ (Stop-loss yüzdesi × Kaldıraç çarpı)**
Örneğin, 50.000 TL ana paranız var ve tek seferlik %2 kayıp kabul ediyorsunuz, 10 kat kaldıraç kullanıyorsunuz. Bu durumda en fazla 5000 TL’lik pozisyon açabilirsiniz. Bu sınırı aşarsanız, risk kontrol dışına çıkar.
Kâr alım konusunda ise, hemen büyük hedefler peşinde koşmayın. Çok kişi, %50 kar elde edip satmıyor, sonra fiyat geri çekiliyor ve vazgeçiyor. Bu, boşuna roller coaster’a binmek gibi. Birkaç aşamalı kar alım yöntemi işe yarar: önce %20 karla üçte birini kapat, %50’ye ulaşınca tekrar üçte birini sat, kalan kısmı ise 5 günlük hareketli ortalamayı koruyarak koru; kırılırsa tüm pozisyonu kapat. Geçen yıl, bu stratejiyle 50.000 TL’yi 1.000.000 TL’ye çevirenler var, çünkü aşırı açgözlü değillerdi.
Düşük maliyetli bir koruma yöntemi de var — **%1 ana para ile put opsiyonu satın almak**. Bu, pozisyona sigorta eklemek gibi; beklenmedik büyük düşüşlerde %80’e varan kayıpları engeller. Geçen yılki ani piyasa çöküşünde, birçok kişi bu stratejiyle ana parasının %23’ünü korudu, büyük kayıplara ortak olmadı.
Aslında, işlem yapıp yapamayacağınız matematiksel olarak hesaplanabilir:
**(Başarı oranı × Ortalama kar) – (Başarısızlık oranı × Ortalama zarar)**
Örneğin, her işlemde en fazla %2 kayıp veriyorsanız ve %20 kar hedefliyorsanız, başarı oranınız %34 olsa bile uzun vadede kar edebilirsiniz. Bu da, disiplinin tahmin etmekten daha önemli olmasının nedenidir.
Son olarak, size dört temel kural veriyorum, duvara asın ve her gün gözden geçirin:
1. Tek işlemdeki kayıp, ana bakiyenizin %2’sini aşmasın
2. Yıllık işlem sayısı 20’yi geçmesin
3. Kâr-zarar oranı en az 3:1 olsun
4. %70 zaman, piyasayı izleyin ve yüksek olasılık taşıyan fırsatları bekleyin
Sezgilere ve duygulara dayanarak işlem yapmayın, kurallara uyun; böylece uzun yaşayabilirsiniz. Piyasa asla fırsat eksikliği çekmez, önemli olan, masada kalmaya devam edebilenlerdir.