Birçok kişi "uzun vadeli tutma"yı bir inanç olarak görüyor.

Sadece dayanıp satmamakla ana güç seni alt edemez diye düşünüyorlar.

Uyanın, bu mantık kendisi bir tuzak.

Ana güçlerin asla sizin sadakatinizi istemez—istemleri sizin elinizdeki tokenlar ve çöküşünüz öncesi son satışlar.

**Çöküş mü? O sadece başlangıç**

BTC’nin yarı yarıya inmiş halini gördünüz mü? ETH yüzde 60 düştü mü?
Bu tür sert düşüşler sizi zarara uğratmak için değil, psikolojik direncinizi kırmak içindir.

Gerçek oyuncular kan gölü varken sessizce token toplar.
Ve siz hâlâ kendinizi avutuyorsunuz: "Dönüşte satacağım."
Peki ya sonuç? Tokenler hâlâ orada, inanç ilk kayboldu.

**Gizli düşüş, ani düşüşten daha serttir**

Bir kılıç gibi keser, acı verir ama hızlıdır.
Gizli düşüş ise farklı—her gün biraz daha düşer, kronik kan kaybı gibi.

Vazgeçmek istemezsiniz, ama sonu görünmez.
Kaldıraç kullananlar fonlama oranlarıyla yavaş yavaş tükenir, spot yatırımcılar zamanla uyuşur.
"Biraz daha bekle" diyen bu dört kelime, kaç kişinin sonunu hazırladı bilmiyorum.

**Dalgalanma en büyük işkencedir**

Kendinizi elmas el, güçlü sanırsınız?
O zaman ana güçler başka bir taktik kullanır—bir dalga yapar, sonra başka bir dalga, sizi yukarı aşağı sarsar onlarca kez.

Kararlıdan şüpheye, şüpheden uyuşukluğa, en sonunda tamamen vazgeçersiniz.
Piyasa inatçıları asla ödüllendirmez, soğukkanlı olanları ödüllendirir.

**Duygular, en büyük hasat alanıdır**

Ana güçler sadece tokenları değil, duyguları da toplar.

KOL’ler aracılığıyla söylentiler yayar, sahte kırılmalar ve büyük olumsuz haberlerle piyasa duygusunu manipüle ederler.
Herkes panik veya heyecan içindeyken—işte o zaman harekete geçerler.

Hayatta kalanlar asla sadece satıp tutanlar değildir,
Bunu anlayan, duygu döngüsünü okuyabilenlerdir.

Kripto dünyasında yarış, inanç değil, anlayıştır.
"Çizgi izlemeye" odaklanmak yerine "duygusal dalgalanmalara" bakmaya başladığınızda,
Hedef avcı olmaktan, ateş eden olana dönüştüğünüzde,
işte o zaman gerçekten bu oyuna girmiş olursunuz.