Fed'in faiz indirimine ilişkin haberi, finansal piyasalarla ilgili geniş bir tartışma başlattı. Bazı görüşler bunun "Olumlu Bilgiler'in tükendiği" ve hatta olumsuz etkiler getirebileceği yönünde; diğerleri ise bu adımın önemini sorguluyor. Ancak, bu kararın etkisini hafife almamalıyız. Bu sadece basit bir faiz oranı ayarlaması değil, aynı zamanda küresel sermaye akışını ve ekonomik yapıyı yeniden şekillendirebilecek önemli bir olay.
Son yıllardaki finansal süreci gözden geçirdiğimizde, para politikasının piyasa üzerindeki büyük etkisini net bir şekilde görebiliyoruz:
2020 yılında, COVID-19 pandemisinin etkisiyle, ABD Merkez Bankası acil faiz indirimleri ve sınırsız parasal genişleme politikaları uygulamaya koydu. Bu önlem, küresel likiditede büyük bir artışa neden oldu ve Bitcoin fiyatının 3000 dolardan 65000 dolara yakın tarihi bir zirveye fırlamasını sağladı. Aynı zamanda DeFi ve NFT gibi yeni alanların patlayıcı büyümesini de tetikledi.
Ancak, 2021'in sonunda ABD Merkez Bankası'nın para politikasını sıkılaştırma beklentisi, piyasa duygusunu hızla değiştirdi. Bitcoin, 69000 dolar olan zirvesinden geri çekilmeye başladı ve sonraki faiz artırma döngüsünde sürekli baskı altında kalarak en düşük 15000 dolara düştü. Bu dönemde LUNA'nın çöküşü ve FTX'in iflası gibi önemli olaylar da yaşandı.
ABD Merkez Bankası Başkanı Powell, faiz artırma döngüsünün çeşitli beklenmedik durumları tetikleyebileceği konusunda uyarıda bulundu. Gerçekten de, sürekli sıkılaştırma politikaları sadece riskli varlıkları etkilemekle kalmadı, aynı zamanda jeopolitik çatışmaları da dolaylı olarak artırdı; örneğin, Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesi, doların güçlü bir şekilde geri akışı ve küresel sermayenin daralması ile yakından ilişkilidir.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta, eğer Çin gibi ekonomik sistemlerin dayanıklılığı ve dengeleyici rolü olmasaydı, ABD'nin dolar gelgit etkisini küresel ekonomi üzerindeki etkisi daha belirgin hale gelebilirdi.
Şimdi, 2024 Eylül'ünde Federal Reserve'in yeni bir faiz indirimine başlamasıyla birlikte, piyasalarda yeniden bir dönüşüm yaşanıyor. Bitcoin 52000 dolardan yükselmeye başladı ve şu anda 110000 doların üzerinde istikrara kavuştu. Bu, piyasanın likidite beklentilerinin temel bir değişim geçirdiğini gösteriyor.
Geleceğe baktığımızda, yeni bir gevşeme döngüsünün çok yakında geleceği muhtemel. Eylül ayı sonu ile Ekim ayı başında, Bitcoin'in yeniden yükseliş kanalına girmesi bekleniyor. Küresel likiditedeki iyileşme ve piyasa güveninin yeniden tesis edilmesiyle birlikte, önümüzdeki yıl kripto para piyasasında sağlam bir yükseliş trendinin görülmesi muhtemel.
Federal Reserve'in faiz indirim kararı sadece basit bir haber başlığı değil. Bu, yeni bir ekonomik döngünün başlangıcını işaret ediyor, varlık değerlerinin yeniden değerlendirilmesini öngörüyor ve aynı zamanda yatırımcılara yeni fırsatlar sunuyor. Bu değişken finansal ortamda, politika değişikliklerine ve piyasa hareketlerine dikkat etmek son derece önemli hale gelecektir.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Fed'in faiz indirimine ilişkin haberi, finansal piyasalarla ilgili geniş bir tartışma başlattı. Bazı görüşler bunun "Olumlu Bilgiler'in tükendiği" ve hatta olumsuz etkiler getirebileceği yönünde; diğerleri ise bu adımın önemini sorguluyor. Ancak, bu kararın etkisini hafife almamalıyız. Bu sadece basit bir faiz oranı ayarlaması değil, aynı zamanda küresel sermaye akışını ve ekonomik yapıyı yeniden şekillendirebilecek önemli bir olay.
Son yıllardaki finansal süreci gözden geçirdiğimizde, para politikasının piyasa üzerindeki büyük etkisini net bir şekilde görebiliyoruz:
2020 yılında, COVID-19 pandemisinin etkisiyle, ABD Merkez Bankası acil faiz indirimleri ve sınırsız parasal genişleme politikaları uygulamaya koydu. Bu önlem, küresel likiditede büyük bir artışa neden oldu ve Bitcoin fiyatının 3000 dolardan 65000 dolara yakın tarihi bir zirveye fırlamasını sağladı. Aynı zamanda DeFi ve NFT gibi yeni alanların patlayıcı büyümesini de tetikledi.
Ancak, 2021'in sonunda ABD Merkez Bankası'nın para politikasını sıkılaştırma beklentisi, piyasa duygusunu hızla değiştirdi. Bitcoin, 69000 dolar olan zirvesinden geri çekilmeye başladı ve sonraki faiz artırma döngüsünde sürekli baskı altında kalarak en düşük 15000 dolara düştü. Bu dönemde LUNA'nın çöküşü ve FTX'in iflası gibi önemli olaylar da yaşandı.
ABD Merkez Bankası Başkanı Powell, faiz artırma döngüsünün çeşitli beklenmedik durumları tetikleyebileceği konusunda uyarıda bulundu. Gerçekten de, sürekli sıkılaştırma politikaları sadece riskli varlıkları etkilemekle kalmadı, aynı zamanda jeopolitik çatışmaları da dolaylı olarak artırdı; örneğin, Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesi, doların güçlü bir şekilde geri akışı ve küresel sermayenin daralması ile yakından ilişkilidir.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta, eğer Çin gibi ekonomik sistemlerin dayanıklılığı ve dengeleyici rolü olmasaydı, ABD'nin dolar gelgit etkisini küresel ekonomi üzerindeki etkisi daha belirgin hale gelebilirdi.
Şimdi, 2024 Eylül'ünde Federal Reserve'in yeni bir faiz indirimine başlamasıyla birlikte, piyasalarda yeniden bir dönüşüm yaşanıyor. Bitcoin 52000 dolardan yükselmeye başladı ve şu anda 110000 doların üzerinde istikrara kavuştu. Bu, piyasanın likidite beklentilerinin temel bir değişim geçirdiğini gösteriyor.
Geleceğe baktığımızda, yeni bir gevşeme döngüsünün çok yakında geleceği muhtemel. Eylül ayı sonu ile Ekim ayı başında, Bitcoin'in yeniden yükseliş kanalına girmesi bekleniyor. Küresel likiditedeki iyileşme ve piyasa güveninin yeniden tesis edilmesiyle birlikte, önümüzdeki yıl kripto para piyasasında sağlam bir yükseliş trendinin görülmesi muhtemel.
Federal Reserve'in faiz indirim kararı sadece basit bir haber başlığı değil. Bu, yeni bir ekonomik döngünün başlangıcını işaret ediyor, varlık değerlerinin yeniden değerlendirilmesini öngörüyor ve aynı zamanda yatırımcılara yeni fırsatlar sunuyor. Bu değişken finansal ortamda, politika değişikliklerine ve piyasa hareketlerine dikkat etmek son derece önemli hale gelecektir.