Birçok insanın Eylül ayında Fed'in 25 veya 50 baz puan indirim yapıp yapmayacağını tartıştığı sırada, zenginlik düzenini köklü bir şekilde değiştirebilecek bir para genişlemesi dalgası sessizce şekilleniyor. Geleneksel piyasa izleme yöntemleri, yatırımcıları bu finansal devrimde geride bırakabilir.
Son ekonomik veriler endişe verici: Ağustos ayında ABD'de yeni istihdam sadece 22,000 oldu, bu beklenenden çok daha düşük; işsizlik oranı ardışık üç ay boyunca %4.3'e yükseldi ve önceki iki ayın verileri aşağı yönlü revize edildi. Bu sadece ekonomik bir duraksama değil, aynı zamanda belirgin bir sistematik yavaşlama eğilimini gösteriyor ve 18 Eylül'de Fed'in alabileceği olası politika değişikliği için yeterli bir gerekçe sağlıyor.
Ancak, daha endişe verici olan, üç potansiyel ekonomik "mayın"dir:
1. Şirket Borç Riski: 2026'dan 2027'ye kadar, ABD'de 3.2 trilyon dolar değerinde şirket borcunun vadesi dolacak, bunların birçoğu yüksek riskli BBB dereceli tahvillerdir. Şu anda bu tahvillerin getiri oranı %6.4'e fırladı. Eğer faiz oranları yüksek seviyelerde kalırsa, temerrüt oranı %2.1'den %8.5'e ani bir şekilde artabilir ve bu da şirket borç krizine yol açabilir.
2. Maliye politikası zorluğu: 2025'te ABD Hazine Bakanlığı, tahvil ihraçlarını %23 oranında azaltmayı planlıyor, bu da piyasa likiditesinin ani bir şekilde azalmasına yol açacak. Eğer Fed buna uygun olarak faiz oranlarını düşürmezse, işletmelerin finansman maliyetleri artabilir, bu da politikaya dayalı bir ekonomik duraklamayı tetikleyebilir ve hatta doları %7 oranında değer kazandırabilir; bunun etkisi enflasyondan daha ciddi olabilir.
3. Finansal kurumların öngördüğü endişeler: Büyük bir finansal kurumun yayımladığı son rapor piyasa duygularını istikrara kavuşturmayı amaçlasa da, içerisinde potansiyel ekonomik şoklara dair ipuçları barındırıyor. Raporda, Eylül ayındaki faiz indirimlerinin sadece başlangıç olduğu ve önümüzdeki 12 ay boyunca faiz indirimlerinin süreceği, 2025'in dördüncü çeyreğinden itibaren başlayacağı öngörülüyor.
Bu faktörler, Federal Rezerv'in daha agresif bir gevşeme politikası izlemek zorunda kalabileceğini ima eden karmaşık bir ekonomik manzara oluşturuyor. Yatırımcılar için, bu potansiyel riskleri ve yaklaşan politika değişikliklerini anlamak son derece önemlidir, çünkü bunlar tüm finansal piyasa yapısını yeniden şekillendirebilir. Bu hızlı değişen ortamda, yatırım stratejilerini esnek bir şekilde ayarlamak ve yeni ortaya çıkan piyasa fırsatlarına odaklanmak, gelecekteki ekonomik belirsizliklerle başa çıkmanın anahtarı olabilir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
7 Likes
Reward
7
5
Repost
Share
Comment
0/400
SerumSqueezer
· 09-13 16:49
Sayılar geleceği belirler.
View OriginalReply0
BlindBoxVictim
· 09-13 16:49
hayal kırıklığı yaratıyor pazar hala neye heyecanlanıyor?
Birçok insanın Eylül ayında Fed'in 25 veya 50 baz puan indirim yapıp yapmayacağını tartıştığı sırada, zenginlik düzenini köklü bir şekilde değiştirebilecek bir para genişlemesi dalgası sessizce şekilleniyor. Geleneksel piyasa izleme yöntemleri, yatırımcıları bu finansal devrimde geride bırakabilir.
Son ekonomik veriler endişe verici: Ağustos ayında ABD'de yeni istihdam sadece 22,000 oldu, bu beklenenden çok daha düşük; işsizlik oranı ardışık üç ay boyunca %4.3'e yükseldi ve önceki iki ayın verileri aşağı yönlü revize edildi. Bu sadece ekonomik bir duraksama değil, aynı zamanda belirgin bir sistematik yavaşlama eğilimini gösteriyor ve 18 Eylül'de Fed'in alabileceği olası politika değişikliği için yeterli bir gerekçe sağlıyor.
Ancak, daha endişe verici olan, üç potansiyel ekonomik "mayın"dir:
1. Şirket Borç Riski: 2026'dan 2027'ye kadar, ABD'de 3.2 trilyon dolar değerinde şirket borcunun vadesi dolacak, bunların birçoğu yüksek riskli BBB dereceli tahvillerdir. Şu anda bu tahvillerin getiri oranı %6.4'e fırladı. Eğer faiz oranları yüksek seviyelerde kalırsa, temerrüt oranı %2.1'den %8.5'e ani bir şekilde artabilir ve bu da şirket borç krizine yol açabilir.
2. Maliye politikası zorluğu: 2025'te ABD Hazine Bakanlığı, tahvil ihraçlarını %23 oranında azaltmayı planlıyor, bu da piyasa likiditesinin ani bir şekilde azalmasına yol açacak. Eğer Fed buna uygun olarak faiz oranlarını düşürmezse, işletmelerin finansman maliyetleri artabilir, bu da politikaya dayalı bir ekonomik duraklamayı tetikleyebilir ve hatta doları %7 oranında değer kazandırabilir; bunun etkisi enflasyondan daha ciddi olabilir.
3. Finansal kurumların öngördüğü endişeler: Büyük bir finansal kurumun yayımladığı son rapor piyasa duygularını istikrara kavuşturmayı amaçlasa da, içerisinde potansiyel ekonomik şoklara dair ipuçları barındırıyor. Raporda, Eylül ayındaki faiz indirimlerinin sadece başlangıç olduğu ve önümüzdeki 12 ay boyunca faiz indirimlerinin süreceği, 2025'in dördüncü çeyreğinden itibaren başlayacağı öngörülüyor.
Bu faktörler, Federal Rezerv'in daha agresif bir gevşeme politikası izlemek zorunda kalabileceğini ima eden karmaşık bir ekonomik manzara oluşturuyor. Yatırımcılar için, bu potansiyel riskleri ve yaklaşan politika değişikliklerini anlamak son derece önemlidir, çünkü bunlar tüm finansal piyasa yapısını yeniden şekillendirebilir. Bu hızlı değişen ortamda, yatırım stratejilerini esnek bir şekilde ayarlamak ve yeni ortaya çıkan piyasa fırsatlarına odaklanmak, gelecekteki ekonomik belirsizliklerle başa çıkmanın anahtarı olabilir.