2025 yılının 22 Nisan'ında, finansal piyasalarda bir "riskten korunma çılgınlığı" başladı. Spot altın fiyatı bir anda 3450 dolar/onsu aşarak tarihî bir zirveye ulaştı ve yıl içindeki artış 820 doları geçti. Bu arada, New York'taki vadeli altın fiyatları da 3500 dolarlık eşiği aştı ve spot altınla "bir adım mesafede" olması piyasayı nefes kesici bir bekleyişe soktu. Bitcoin (BTC), "dijital altın" olarak adlandırılan bu varlık, altın gibi ABD borsa endeksleriyle yüksek ilişkisini kırıp, kendi bağımsız trendini oluşturabilecek mi? Bu yazıda, altındaki yükseliş mantığını ele alarak, Bitcoin ile altın arasındaki ilişkiyi derinlemesine inceleyeceğiz.
Altının "çılgınlığı": Dolar kredisi "Wellington"
Altın fiyatlarındaki patlama, adeta bir sinyal fişeği gibi, küresel finans piyasalarının karanlık köşelerini aydınlattı. 22 Nisan'da, spot altın 3450 dolar/onsu aştı, günlük artış %0,76'ya ulaştı ve yıl içinde toplamda 820 dolardan fazla yükseldi. New York vadeli altın ise 3500 dolar eşiğini aşarak güçlü bir yükseliş ivmesi sergiledi. Birçok kişinin ilk tepkisi muhtemelen: Jeopolitik çatışmalar mı yeniden başladı? Ukrayna durumu, Orta Doğu'daki huzursuzluk, küresel gerginliğin artması... Bu "eski dostlar" sanki her zaman altın fiyatlarına ateş yakıyormuş gibi görünüyor.
Ancak, gerçekler bu kadar basit değil. Tarih verileri, yerel çatışmaların, bölgesel sürtüşmelerin ve hatta uzun süreli bir çekişmenin altın fiyatları üzerinde sınırlı bir etkisi olduğunu göstermektedir. Altın fiyatlarını "bir anda fırlatan" gerçek itici güç genellikle sistemik ve küresel risklerdir. Ve bu sefer, altındaki çılgın yükselişin arkasındaki gerçek itici güç, doların güvenilirliğinin çöküşüdür.
Dolar, küresel finansal sistemin temel taşı olarak, yıllar boyunca dayanıklılığı ile sayısız krizi atlatmıştır. Ancak bugün, bu taşın görünür bir hızla gevşediği görülmektedir. Küresel para sistemi altındaki toplam fon miktarı (ister M1 ister M2) astronomik rakamlardadır; eğer yalnızca %1'lik bir yatırımcı grubu doların güvenilirliğine dair endişe duymaya başlarsa, "ayaklarıyla oy kullanarak" serbest bırakacakları fon miktarı piyasayı sarsacak kadar büyük olacaktır. Bu güven kaybı bir kez oluştuğunda, hızla yayılarak fonların şiddetli bir şekilde hareket etmesine yol açacaktır. Altın ise, insanlık tarihinin en eski ve en istikrarlı güvenli varlığı olarak, bu güven krizi sırasında doğal olarak en büyük kazanan olmuştur.
Daha spesifik olarak, dolar kredisinin çöküşü mevcut makro ortamla yakından bağlantılıdır. Citibank'ın son tahminleri, Fed'in bu yıl Haziran ayında ilk kez ve yıl boyunca beş defaya kadar faiz oranlarını düşürebileceğini ve federal fon oranını 2025'in sonuna kadar mevcut %4,25-%4,5'ten %3-3,25'e düşürebileceğini gösteriyor. Bu tahmin, ABD ekonomisinde zayıflık işaretlerinin ortaya çıktığını ve Fed'in politika odağının enflasyonla mücadeleden ekonomiyi korumaya ve istihdamı istikrara kavuşturmaya kaydığını yansıtıyor. Faiz indirimi beklentileri genellikle doların çekiciliğini baltalayarak altın gibi güvenli liman varlıklarına akışı tetikliyor.
Ayrıca Trump'ın Fed Başkanı Jerome Powell üzerindeki baskısının devam etmesi de piyasadaki belirsizliği artırdı. KCM Trade'in baş piyasa analisti Tim Waterer, "Tarife endişeleri ve Trump ile Powell arasındaki tartışmanın ortasında, yatırımcılar ABD varlıklarından uzak durdu ve altın, doların sıkıntılarından en iyi şekilde yararlandı" dedi. Bu yüksek ekonomik belirsizlik seviyesi, altın fiyatlarındaki artışın katalizörü oldu.
Bitcoin ve Altın: Bir Zamanlar "Yakın Dostlar"
Altın fiyatlarındaki artış ivmesi oldukça güçlü bir şekilde devam ederken, "dijital altın" olarak bilinen Bitcoin, bu riskten korunma dalgasında da bir pay alabilir mi? Bu sorunun yanıtını verebilmek için öncelikle Bitcoin ile altın fiyatları arasındaki korelasyon eğilimlerine bakmamız gerekiyor.
TheNewHedge'den bir grafik, son beş yılda Bitcoin (BTC) ve Altın (XAU) arasındaki 30 günlük hareketli korelasyonu açıkça göstermektedir (aşağıdaki grafik). Grafikte gri çizgi Bitcoin fiyatını, turuncu çizgi altın fiyatını, mavi çizgi ise ikisi arasındaki korelasyon katsayısını temsil ediyor. 2020'den 2025'e kadar, Bitcoin'in altınla korelasyonu önemli dalgalanmalar yaşadı, ancak genel eğilim "önce yüksek, sonra düşük".
2020 ve 2022 yılları arasında Bitcoin'in altınla korelasyonu bir noktada 0,5'e yakındı, bu da ikisinin bir aşamada güçlü bir pozitif korelasyon gösterdiğini gösteriyor. Bu dönemde Bitcoin, özellikle salgının neden olduğu küresel ekonomik çalkantıda piyasa tarafından "güvenli liman varlığı" adayı olarak görüldü ve yatırımcıların geleneksel finansal sisteme olan güvensizliği, Bitcoin ve altının birlikte yükselmesine neden oldu. Bununla birlikte, 2022'den itibaren, özellikle mavi çizginin birkaç kez 0'a ve hatta negatif bölgeye düştüğü ve Bitcoin ile altın arasında kademeli bir ayrışma gösterdiği 2023'ten sonra korelasyon azalmaya başladı.
Bu ayrışmanın arkasında, Bitcoin ile Amerikan borsa endeksleri arasındaki yüksek ilişki önemli bir faktördür. Son birkaç yılda, Bitcoin fiyatı ile Nasdaq endeksi arasındaki bağlantı belirgin şekilde artmıştır, özellikle 2021 ve 2022 yıllarındaki Amerikan borsa boğa ve ayı piyasası döngülerinde, Bitcoin neredeyse teknoloji hisselerinin "gölge varlığı" haline gelmiştir. Amerikan borsası yükseldiğinde, Bitcoin de genellikle yükselir; Amerikan borsası düştüğünde, Bitcoin de bu durumdan bağımsız kalmakta zorlanır. Bu "sıkı bağ" Bitcoin'in güvenli liman özelliğini önemli ölçüde azaltmakta, altın kadar "bağımsız" olmasını engellemektedir.
Bitcoin "kurtuluş" sağlayabilir mi: bağımsız bir trende çıkmak?
2025'te Bitcoin'in fiyatı 100.000 doları aşarak güçlü bir yükseliş ivmesi gösterdi. Grafiğe bakıldığında, Bitcoin ve altın arasındaki korelasyon 2024'ün ikinci yarısında, özellikle altının ons başına 3.000 doların üzerine çıkmasından sonra toparlandı ve ikisi tekrar senkronize hareket etti. Bu fenomen, Bitcoin'in kendisini ABD hisse senetlerinin prangalarından kurtardığı ve "güvenli liman varlığı" rolüne geri döndüğü anlamına mı geliyor?
Cevap "muhtemelen, ama görülmeye devam ediyor" olabilir. Bir yandan, doların güvenilirliğinin çöküşü ve küresel ekonominin belirsizliği, bitcoin'e altınla "dans etme" fırsatı sunuyor. Yatırımcıların ABD dolarına olan güvenindeki düşüş, yalnızca altın fiyatındaki artışa katkıda bulunmakla kalmadı, aynı zamanda merkezi olmayan bir varlık olarak Bitcoin'in çekiciliğini de artırdı. Özellikle Fed'in faiz indirimi beklentileri zemininde, kolay likidite, bitcoin gibi riskli varlıkların rallisini daha da teşvik edebilir.
Öte yandan, bitcoin ve ABD hisse senetleri arasındaki korelasyon tamamen ortadan kalkmadı. 2025'in başında, ABD hisse senetleri, teknoloji hisselerinin öncülüğünde hala yükseliş eğiliminde ve Bitcoin'in rallisi, ABD hisse senedi duyarlılığı tarafından hala bir şekilde destekleniyor. Citi'nin öngördüğü gibi ABD ekonomisi haziran ayında zayıflık belirtileri gösterirse, ABD hisse senetleri bir düzeltme görebilir ve Bitcoin'in "tek başına" olup olmayacağı henüz belli değil.
Daha da önemlisi, Bitcoin gerçekten bağımsız trendden çıkmak istiyorsa, piyasa algısında bir "kimlik değişikliğini" tamamlaması gerekiyor. Altının krizden sağ çıkmasının nedeni, insanlık tarihinde binlerce yıllık "riskten kaçınma konsensüsü" biriktirmiş olmasıdır. Bitcoin "dijital altın" olarak bilinmesine rağmen, sadece 16 yaşında ve hala birçok yatırımcı tarafından yüksek riskli bir varlık olarak kabul ediliyor. ABD hisse senetlerinin "sıkı büyüsünden" çıkmak için Bitcoin'in daha fazla küresel krizde güvenli liman değerini kanıtlaması gerekiyor.
Altın ve Bitcoin'in Geleceği: Yeni Bir Düzenin Şafağı mı?
Altının yükselişi derin bir sinyal verdi: doların hakim olduğu uluslararası para sistemi benzeri görülmemiş bir güven kriziyle karşı karşıya. İster Fed'in faiz indirimi beklentileri olsun, ister Trump ile Powell arasındaki politika oyunu olsun, bu süreç hızlanıyor. Ve Bitcoin, merkezi olmayan bir "yeni güç" olarak, tarihin kavşağında duruyor.
Kısa vadede, altının hala yükselme potansiyeli var. Tim Waterer, bu ay altın fiyatlarının hızlı bir şekilde yükselmesine rağmen, düzeltme olasılığının bulunduğunu belirtiyor; ancak ekonomik belirsizlik, alıcıların sahaya girmesine neden olmaya devam edecektir. Buna karşılık, Bitcoin'in hareketleri daha karmaşık olabilir: hem altınla birlikte güvenli liman duygusuyla yükselebilir hem de Amerikan borsa düzeltmesi nedeniyle baskı altında kalabilir.
Uzun vadede, Bitcoin'in gerçekten "dijital altın" olabilmesi için hem zaman hem de piyasanın çift yönlü doğrulamasına ihtiyacı var. Belki de bir çağın sona erdiğine tanıklık ediyoruz - Dolar egemenliğinin alacakaranlığı; aynı zamanda, yeni bir düzenin başlangıcına - Altın ve Bitcoin'in birlikte parladığı bir şafağa.
The content is for reference only, not a solicitation or offer. No investment, tax, or legal advice provided. See Disclaimer for more risks disclosure.
Altın fırlayarak 3450 doları aştı, Bitcoin ABD borsa "sıkı kuralından" kurtulabilir mi?
Yazan: Luke, Mars Finans
2025 yılının 22 Nisan'ında, finansal piyasalarda bir "riskten korunma çılgınlığı" başladı. Spot altın fiyatı bir anda 3450 dolar/onsu aşarak tarihî bir zirveye ulaştı ve yıl içindeki artış 820 doları geçti. Bu arada, New York'taki vadeli altın fiyatları da 3500 dolarlık eşiği aştı ve spot altınla "bir adım mesafede" olması piyasayı nefes kesici bir bekleyişe soktu. Bitcoin (BTC), "dijital altın" olarak adlandırılan bu varlık, altın gibi ABD borsa endeksleriyle yüksek ilişkisini kırıp, kendi bağımsız trendini oluşturabilecek mi? Bu yazıda, altındaki yükseliş mantığını ele alarak, Bitcoin ile altın arasındaki ilişkiyi derinlemesine inceleyeceğiz.
Altının "çılgınlığı": Dolar kredisi "Wellington"
Altın fiyatlarındaki patlama, adeta bir sinyal fişeği gibi, küresel finans piyasalarının karanlık köşelerini aydınlattı. 22 Nisan'da, spot altın 3450 dolar/onsu aştı, günlük artış %0,76'ya ulaştı ve yıl içinde toplamda 820 dolardan fazla yükseldi. New York vadeli altın ise 3500 dolar eşiğini aşarak güçlü bir yükseliş ivmesi sergiledi. Birçok kişinin ilk tepkisi muhtemelen: Jeopolitik çatışmalar mı yeniden başladı? Ukrayna durumu, Orta Doğu'daki huzursuzluk, küresel gerginliğin artması... Bu "eski dostlar" sanki her zaman altın fiyatlarına ateş yakıyormuş gibi görünüyor.
Ancak, gerçekler bu kadar basit değil. Tarih verileri, yerel çatışmaların, bölgesel sürtüşmelerin ve hatta uzun süreli bir çekişmenin altın fiyatları üzerinde sınırlı bir etkisi olduğunu göstermektedir. Altın fiyatlarını "bir anda fırlatan" gerçek itici güç genellikle sistemik ve küresel risklerdir. Ve bu sefer, altındaki çılgın yükselişin arkasındaki gerçek itici güç, doların güvenilirliğinin çöküşüdür.
Dolar, küresel finansal sistemin temel taşı olarak, yıllar boyunca dayanıklılığı ile sayısız krizi atlatmıştır. Ancak bugün, bu taşın görünür bir hızla gevşediği görülmektedir. Küresel para sistemi altındaki toplam fon miktarı (ister M1 ister M2) astronomik rakamlardadır; eğer yalnızca %1'lik bir yatırımcı grubu doların güvenilirliğine dair endişe duymaya başlarsa, "ayaklarıyla oy kullanarak" serbest bırakacakları fon miktarı piyasayı sarsacak kadar büyük olacaktır. Bu güven kaybı bir kez oluştuğunda, hızla yayılarak fonların şiddetli bir şekilde hareket etmesine yol açacaktır. Altın ise, insanlık tarihinin en eski ve en istikrarlı güvenli varlığı olarak, bu güven krizi sırasında doğal olarak en büyük kazanan olmuştur.
Daha spesifik olarak, dolar kredisinin çöküşü mevcut makro ortamla yakından bağlantılıdır. Citibank'ın son tahminleri, Fed'in bu yıl Haziran ayında ilk kez ve yıl boyunca beş defaya kadar faiz oranlarını düşürebileceğini ve federal fon oranını 2025'in sonuna kadar mevcut %4,25-%4,5'ten %3-3,25'e düşürebileceğini gösteriyor. Bu tahmin, ABD ekonomisinde zayıflık işaretlerinin ortaya çıktığını ve Fed'in politika odağının enflasyonla mücadeleden ekonomiyi korumaya ve istihdamı istikrara kavuşturmaya kaydığını yansıtıyor. Faiz indirimi beklentileri genellikle doların çekiciliğini baltalayarak altın gibi güvenli liman varlıklarına akışı tetikliyor.
Ayrıca Trump'ın Fed Başkanı Jerome Powell üzerindeki baskısının devam etmesi de piyasadaki belirsizliği artırdı. KCM Trade'in baş piyasa analisti Tim Waterer, "Tarife endişeleri ve Trump ile Powell arasındaki tartışmanın ortasında, yatırımcılar ABD varlıklarından uzak durdu ve altın, doların sıkıntılarından en iyi şekilde yararlandı" dedi. Bu yüksek ekonomik belirsizlik seviyesi, altın fiyatlarındaki artışın katalizörü oldu.
Bitcoin ve Altın: Bir Zamanlar "Yakın Dostlar"
Altın fiyatlarındaki artış ivmesi oldukça güçlü bir şekilde devam ederken, "dijital altın" olarak bilinen Bitcoin, bu riskten korunma dalgasında da bir pay alabilir mi? Bu sorunun yanıtını verebilmek için öncelikle Bitcoin ile altın fiyatları arasındaki korelasyon eğilimlerine bakmamız gerekiyor.
TheNewHedge'den bir grafik, son beş yılda Bitcoin (BTC) ve Altın (XAU) arasındaki 30 günlük hareketli korelasyonu açıkça göstermektedir (aşağıdaki grafik). Grafikte gri çizgi Bitcoin fiyatını, turuncu çizgi altın fiyatını, mavi çizgi ise ikisi arasındaki korelasyon katsayısını temsil ediyor. 2020'den 2025'e kadar, Bitcoin'in altınla korelasyonu önemli dalgalanmalar yaşadı, ancak genel eğilim "önce yüksek, sonra düşük".
2020 ve 2022 yılları arasında Bitcoin'in altınla korelasyonu bir noktada 0,5'e yakındı, bu da ikisinin bir aşamada güçlü bir pozitif korelasyon gösterdiğini gösteriyor. Bu dönemde Bitcoin, özellikle salgının neden olduğu küresel ekonomik çalkantıda piyasa tarafından "güvenli liman varlığı" adayı olarak görüldü ve yatırımcıların geleneksel finansal sisteme olan güvensizliği, Bitcoin ve altının birlikte yükselmesine neden oldu. Bununla birlikte, 2022'den itibaren, özellikle mavi çizginin birkaç kez 0'a ve hatta negatif bölgeye düştüğü ve Bitcoin ile altın arasında kademeli bir ayrışma gösterdiği 2023'ten sonra korelasyon azalmaya başladı.
Bu ayrışmanın arkasında, Bitcoin ile Amerikan borsa endeksleri arasındaki yüksek ilişki önemli bir faktördür. Son birkaç yılda, Bitcoin fiyatı ile Nasdaq endeksi arasındaki bağlantı belirgin şekilde artmıştır, özellikle 2021 ve 2022 yıllarındaki Amerikan borsa boğa ve ayı piyasası döngülerinde, Bitcoin neredeyse teknoloji hisselerinin "gölge varlığı" haline gelmiştir. Amerikan borsası yükseldiğinde, Bitcoin de genellikle yükselir; Amerikan borsası düştüğünde, Bitcoin de bu durumdan bağımsız kalmakta zorlanır. Bu "sıkı bağ" Bitcoin'in güvenli liman özelliğini önemli ölçüde azaltmakta, altın kadar "bağımsız" olmasını engellemektedir.
Bitcoin "kurtuluş" sağlayabilir mi: bağımsız bir trende çıkmak?
2025'te Bitcoin'in fiyatı 100.000 doları aşarak güçlü bir yükseliş ivmesi gösterdi. Grafiğe bakıldığında, Bitcoin ve altın arasındaki korelasyon 2024'ün ikinci yarısında, özellikle altının ons başına 3.000 doların üzerine çıkmasından sonra toparlandı ve ikisi tekrar senkronize hareket etti. Bu fenomen, Bitcoin'in kendisini ABD hisse senetlerinin prangalarından kurtardığı ve "güvenli liman varlığı" rolüne geri döndüğü anlamına mı geliyor?
Cevap "muhtemelen, ama görülmeye devam ediyor" olabilir. Bir yandan, doların güvenilirliğinin çöküşü ve küresel ekonominin belirsizliği, bitcoin'e altınla "dans etme" fırsatı sunuyor. Yatırımcıların ABD dolarına olan güvenindeki düşüş, yalnızca altın fiyatındaki artışa katkıda bulunmakla kalmadı, aynı zamanda merkezi olmayan bir varlık olarak Bitcoin'in çekiciliğini de artırdı. Özellikle Fed'in faiz indirimi beklentileri zemininde, kolay likidite, bitcoin gibi riskli varlıkların rallisini daha da teşvik edebilir.
Öte yandan, bitcoin ve ABD hisse senetleri arasındaki korelasyon tamamen ortadan kalkmadı. 2025'in başında, ABD hisse senetleri, teknoloji hisselerinin öncülüğünde hala yükseliş eğiliminde ve Bitcoin'in rallisi, ABD hisse senedi duyarlılığı tarafından hala bir şekilde destekleniyor. Citi'nin öngördüğü gibi ABD ekonomisi haziran ayında zayıflık belirtileri gösterirse, ABD hisse senetleri bir düzeltme görebilir ve Bitcoin'in "tek başına" olup olmayacağı henüz belli değil.
Daha da önemlisi, Bitcoin gerçekten bağımsız trendden çıkmak istiyorsa, piyasa algısında bir "kimlik değişikliğini" tamamlaması gerekiyor. Altının krizden sağ çıkmasının nedeni, insanlık tarihinde binlerce yıllık "riskten kaçınma konsensüsü" biriktirmiş olmasıdır. Bitcoin "dijital altın" olarak bilinmesine rağmen, sadece 16 yaşında ve hala birçok yatırımcı tarafından yüksek riskli bir varlık olarak kabul ediliyor. ABD hisse senetlerinin "sıkı büyüsünden" çıkmak için Bitcoin'in daha fazla küresel krizde güvenli liman değerini kanıtlaması gerekiyor.
Altın ve Bitcoin'in Geleceği: Yeni Bir Düzenin Şafağı mı?
Altının yükselişi derin bir sinyal verdi: doların hakim olduğu uluslararası para sistemi benzeri görülmemiş bir güven kriziyle karşı karşıya. İster Fed'in faiz indirimi beklentileri olsun, ister Trump ile Powell arasındaki politika oyunu olsun, bu süreç hızlanıyor. Ve Bitcoin, merkezi olmayan bir "yeni güç" olarak, tarihin kavşağında duruyor.
Kısa vadede, altının hala yükselme potansiyeli var. Tim Waterer, bu ay altın fiyatlarının hızlı bir şekilde yükselmesine rağmen, düzeltme olasılığının bulunduğunu belirtiyor; ancak ekonomik belirsizlik, alıcıların sahaya girmesine neden olmaya devam edecektir. Buna karşılık, Bitcoin'in hareketleri daha karmaşık olabilir: hem altınla birlikte güvenli liman duygusuyla yükselebilir hem de Amerikan borsa düzeltmesi nedeniyle baskı altında kalabilir.
Uzun vadede, Bitcoin'in gerçekten "dijital altın" olabilmesi için hem zaman hem de piyasanın çift yönlü doğrulamasına ihtiyacı var. Belki de bir çağın sona erdiğine tanıklık ediyoruz - Dolar egemenliğinin alacakaranlığı; aynı zamanda, yeni bir düzenin başlangıcına - Altın ve Bitcoin'in birlikte parladığı bir şafağa.